2 Şubat 2012 Perşembe

http://fizy.com/#s/1mj07b

Nereye gitsem ait olmadığım hissi beni hiçleştiriyor.
Bir yol var, ikiye ayrılır klişedir ya, sağıma dönsem, birileriyle tanışsam, kaynaşsak falan, ondan olmadığımı söylüyor.
Başa dönüyorum, solu seçiyorum bu sefer, biriyle tanışıyor kaynaşıyoruz, o da ondan olmadığımı söylüyor.

İki tarafta kabul etmiyor beni.
3. taraf da etmeyecek biliyorum.
Hiçbir yere ait değilim, hayır bunu övünerek söylemiyorum, farkındalığım beni eritiyor günbegün. Kabul görülmüyorum. Kendi boyumdayım, fazlası yok aslında. Gerçeklik ateşimi dindirmiyor ama.

Herkes taştan, bir hareket etmeye kalkmışlar öyle durmuşlar. Her şey ifadesiz. Gülüşmeler, sevişmeler, jestler her şey ifadesiz. Benim için hiç bir anlam ifade etmiyorlar. Hiçliğin hiçbir anlamı yok, onu tanımıyorum.

Yarım ruhla dolaştığım küçücük odamın köşelerinde tozlar var, mumum kokulu değil. Bardağım ağzına kadar rakı dolu. Ağzına kadar dolu kaldıracağım.
Yanılgılara düşmüş bu halimin ortaya koyduğu gerçeklikte ben varım. Tamamıyla ben. Bazı insanlar beni çok iyi tanır görünseler de, tuhaflık sezdiklerini düşünüyorum. Bazıları. Kabul görülmemek. Aitsizlik.
Düşündürüyorlar.  Durduk yere onlara baktığımı hissediyorum. Yılmış gözkapaklarımla, hafifçe değdikleri siktiğimin gözçukurlarımla onlara baktığımı hissediyorum.
Hiçbiri hakkında, dünya hakkında hiçbir şey bilmek istemiyorum.


Ah tabii, henüz genciz. Ormanın ulu yapraklarının belirsiz tınısından geçiyoruz. Patikanın ucu göl.  geceden daha yoğun bir gece. Öyle ki kararsız meltemin nefesi duyuluyor. İmkansız şeylerden konuşup, hayal kuruyoruz. Genciz ya. Seslerimiz varolan her şeyin bir parçası.
Tabii ki bu belirsiz ormanda başka yol yok değil.  Birilerinden duyduğumuz kestirmeler de var üstelik. Yine de oynaşan gölgeler ayışığının soğuk ve sert ışıltılarını çiğniyor. Sonuç aynı. Kabul görülmemek.

Hem gençliğimizden başka verecek neyimiz var ki? Di mi?

Bardağı yarım bırakmayacaktım. Gidip bir duble daha koymalıyım.
2 ayın açlığı var.
Açım.
Duygularda gerçek olan, ben olmayandır ya; ona açım.
Bırakıyorum, bireyselliğim duyguların anormal tarafına yuvarlansın.

http://fizy.com/#s/3w9we6
14 oldu. 14. kez dinliyorum.
Noktalama işaretlerini yanlış yapmayacak kadar da düzgünüm hala.

Duygularım. Onlardan korkuyorum. Bana acıdan başka hiçbir şey vermiyorlar. Bu yüzden onların başkaları tarafından tahmin edilmesine asla izin vermiyorum.
Veremem.

Şimdi demeyin, gençsin ya, gençliğinden başka verecek neyin var ki?
Yok.
Hiçbir şeyim yok.

9 yorum:

  1. karla birlikte gerceklesen dusus cok sarsıcı olmasa gerek..
    dimi emi?..

    YanıtlaSil
  2. geçer geçer hepimiz kendimizi göçebe hissederiz bazen.
    :)

    YanıtlaSil
  3. Bazı zamanlar uçabileceğimi düşünmüyor değilim Matias. Hehe.

    Deeptone; bazen :)

    YanıtlaSil
  4. "her nerede değilsem orada iyi olucakmışım gibi gelir.."

    YanıtlaSil
  5. Baudelaire, güzel demiş iyi demiş.
    Değişmek zor. Teşekkürler Kuulumsu Kadın.

    YanıtlaSil
  6. Bu ruh halinin çözümünü hiç fark etmeden, yeni bir ruh hali içerisine girerek öğrenmiş oldum.

    İnsanın kendisini kendine ait hissettiğinde, bütün bu arayış bir anda yok oluyor. Neden bir yere, bir grup insana, hatta tek bir insana ait olmak gereksin ki?
    Gittiğin her yere aynı gözlerle bakabildiğin sürece, sen oradasın, ve çevrendeki her şeyin bir parçası haline geliyorsun.
    "Olmanın" belli bir yönü ya da yolu olmadığını anlamak gerekiyor. Olduğun gibi bir parçasısın her şeyin.
    Hepimiz, gittiğimiz her yere aidiz.

    YanıtlaSil
  7. Başlangıcı ve sonucunu okuduktan sonra epey düşündüm yorumunu Pipe Dreams. Bu süreci alkole bağlamamız da olası.
    Haklısın, kendimize ait hissetmemizin akabinde parçalar, bütünler, yerler; şeyler.. Fakat, aitsizlikten dert yanan bir insana ki bu insan nihilizm sularında boğuluyorsa, inanmadığı yerlere, şeylere, parçalara, bütünlere ait olamaz.
    Her şeyin başı benimsemek ve vbenimsenmek sanırım.
    Yarın düzgün bir bilinçle düşünebildiğimde, buraya tekrar yorum yazacağım.
    Umarım yorumu bırakıp gidenlerden değil de dönüp bir de okuyanlardansındır.
    Teşekkür ederim kelimelerin için.

    YanıtlaSil
  8. Hatırlatmaya ihtiyaç duymuşum,
    belki bu yorum da bir öncekini okuyup yeniden düşünmek için sana bir hatırlatma olmuştur.

    YanıtlaSil
  9. Bi kezdaha okuduğumda anladığımdan fazlası ve başkası varmış onu görüyorum şu an.

    İnsan kendisini neden bir yere ait görsün ki demişsin ve akabinde aslında her yere ait demişsin. Anlatmak istediğini anladım. Fakat Pipe Dreams, kendi benliğinde kaybolmuşsa bir insan bir yere ait olmak istiyor. Olsun ki gideceği yolu bilsin, öyle kafasına göre bir sola bir sağa dönmesin.
    He bu olasılıksız mı tabii ki hayır. Ama bazen çevrendekiler varmak istediğin yere gitmende pek yardımcı olmuyor, gerek de yok, ama engelliyor seni. O zaman diyorsun ki o bana ait, ben de ona. Ama niye hissetmiyorum diyorsun, istediğin yer onun yanı değil. -Burada mantık giriyor devreye-
    Sonra aslında çok sevdiğinden orada olduğunu düşünüyorsun, neden seviyorsun ki, neden öyle bir insanı sevesin ki? Yetersiz bir insanı, sana bir şeyler katmayan bir insanı, ondan adımlarca uzak olduğun bir insanı.
    Yorumundan biraz dağılmış olabilir cevabım, dertliyim sanırım hehe.

    Aslında en net cevap; ait olmak istediğin yere aitsen hamlaşır/ olgunlaşırsın, ben henüz buralara uzağım çevreme koyduğum insanlardan yana yetinememezliğim var, bu nedenle sorgularım ve arayışlarım.

    YanıtlaSil