13 Eylül 2015 Pazar

Sevgili Türk kardeşim



Sevgili "Türk kardeşim, ırkdaşım" ideolojimi bir yana bırakarak yalnızca insanlığımla ve dümdüz yazıyorum sana,

Doğuya yapılan baskının ufak kısmını Gezi'de bize yaptıklarında nasıl da ayaklanmıştık değil mi? Türk-Kürt-Alevi-Sunni; farklı siyasi görüşler farklı kimlikler, farklı renkler demeden yan yana durmuştuk, yan yana durmayı başarmıştık. Hani bizlere polis tazyikli su sıkarken Türk bayrağını tutan birinin elinden Bdp bayrağını tutan biri tutmuş beraber kaçıyorlardı, ülkücü biri de bozkurt işaretiyle yanlarında duruyordu. Hatırlıyor musun? Ben o fotoğrafı ne zaman zihnimde canlandırsam yüreğim sızlar.
Kendi savunmamızı, "vatan savunmamızı" o zaman beraber yaptık değil mi? Ülkeyi açık arttırmayla satarlarken bu kadar ses çıkarmadık da şimdi Doğu'ya yaptığımız bu vatan savunması sence de fazla dayatılmış değil mi?
Fakat bugün, doğuştan terörist olduğunu düşündüğün çocukların ölümüne, onlara yapılan baskıya zulme ses olmuyorsun. Oysa sosyalist ailelerden gelen bizler de doğuştan terörist ilan edilmiştik devlet nezdinde, hatta doğuştan bir sıfat takmalarına gerek yok sen bile Gezi'ye katıldığın için terörist ilan edilmiştin. Hatırlarsın bunu o kadar da geçmedi üzerinden. Yan yana yürüdük. Taksim'de Gündoğdu'da aynı ekmekten yedik. Aslında kim olduğumuzu/olabildiğimizi gördün.
O insanların, doğuştan terörist dediğin o insanların, aslında kim olduklarını görmek istiyorsan aynı ekmekten yemen gerekmemeli artık. Bir defa yedin çünkü. Unutmadın unutmadın, üzerinden o kadar da geçmedi çünkü.
Ama şimdi sen, kürtler öldüğü için sevinerek kurtarıcının terör örgütü dediğin örgütün olması için çabalıyorsun adeta. Elini uzatmıyorsun. "Bizim elektriğimizi kaçak kullanıyorlar" diyerek elektrik kesintilerine gülüyorsun, Peki güzel kardeşim, şimdi sen ülkeyi bizim diyerek bölmediğini mi sanıyorsun?
Ah benim güzel kardeşim. Sen siyasi kimliğinden önce bir insansın.
Ses ol.
Ailesi gözü önünde devlet tarafından katledilen insanların ön yargılarıyla bizden nefret etmemeleri için ses ol.
Bizim çocukluğumuzu hatırla. Sokaklar bizimdi değil mi? Her yere tebeşirle seksek çizer, önümüz sağımız solumuz ebe derdik. Ne de güzel saklanırdık birbirimizden.
Peki Sokakta seksek oynamak yerine sokağa çıkma yasağı yaşadığın bir memlekette yaşasaydın? Birbirimizden değil de devletten saklanmak zorunda olduğumuz bir memlekette? Doğduğun yeri sen seçmedin, doğdukları yeri onlar da seçmedi. Vicdanını coğrafyalardan ayrı tutma güzel kardeşim.
Bu yüzden o ufacık yaşta oyuncaklarla oynamak yerine sokağa çıkma yasağını yaşatanlardan olmadığımızı anlatmak için ses ol.
Gezi'yi hatırla. Gezi'yi unutma.
Lütfen ses ol bize, onlara, kendine, hepimize ses ol.
Barış -özellikle bugünlerde- en güzel şarkıdır.
Şarkı ol güzel kardeşim.