16 Ocak 2013 Çarşamba

şeklinde trenler

maviye çaldım odamı sesim sızladı
adem'in ahı tuttu yasaklı meyveler çürüyüp gitti avuçlarımızda
en kuytu yalnızlıkların silik ışığı çaldı masumiyetimizi
sarhoşluğuma boğdum kırgınlıklarımı
ve tüm kırgınlıklarımızın belini kırdım tek tek.
içimizi kemiren kayboluşlarımızı
nane tadında bir dumanla örttüm.
çığlıkların balkonunda avuttum sonra, mutluluk iksirini
dünyanın en dibinde pis, çamur, rengi bulanık yerdeki çakıl taşlarını dinlendiren
ateş toprak çöküverdi üzerimize
geriye bırakmadı kırıntıdan bir umut..
cehennemin  en dibine gönderdiğim o kalpler
takılı kaldı boğazımda
gidip annemin eteğine kapandım
arınacağım diye berrak sudan medet umarak..
ziftten sular bastı zihnimi
kontrolümü nasıl kaybettiğimi izledim
ve benim nasıl izlediğimi
ve nasıl göründüğümüzü o son bir damla bulutta
..

gece çökerken bir şehrin hayatı ne kadar farklıysa
gecenin çökmesini seyreden bir kadının ruhu da o kadar farklıdır.
belirsiz, alegorik varlığımız
ve bir midyenin içinde can bulduğuna inandığım varlığım
koşarken katran sarısı patikalarda
defalarca anlatılmış boktan hikayeler gibiyim
üstelik ete kemiğe bürünecek kadar boktan anlatılmış.
şu dünya
şunca dünya,
kirli bir kitabın kirli bir bölümünün başlangıcından ibaret anca.
romana tam oturmamış, üstüne bol gelmiş bir hikaye bizimki
tutunabildik şimdiye kadar bir şekilde
fakat
anlamıyorum
ben ve benlerin,
bu hayatla işi ne?
..

burada.

18 yorum:

  1. gecenin çökmesini seyreden bir kadının ruhu da o kadar farklıdır'.çok güzelll...

    YanıtlaSil
  2. Tutunmak,tutunmaya çalışmak en çok kanatan aslında.
    hep verip bişey almamak!
    başkasına kolay gözüken ama sana zor gelen hayatının çarkında yalnızlığa itilmek.
    İşimiz,o uğultulu nöbetlerden,o karalıklardan aklanmaya çalışmak.
    hikaye hep aynı olsa da,bazen buna mecalin kalmasa da aklanmak...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle..
      Ama sanırım zamanın nankörlüğü bu. İnsanlar öyle hale gelmiş ki kendine dönük yaşamak mecburiyetindesin.
      Tabii her şeyden önce kendi varlığın ve bu varlığının evrenin neresinde olduğuna dair kuşkuların.
      Her şeyin sonunda yine bembeyaz çıkalım Sevgili Bahar..

      Sil
  3. Yüreğine sağlık. Baştan sona kalbi sökülmüş bu çağın insan ruhu üzerindeki karabasanların etkisini anlatabilecek kokuyu ve dokuyu hissettirebilecek kadar yetenekliliğini, bir solukta okuduğum bu şiirsel post sayesinde dedimkm ki kendi kendime; "Evet bizlerin bu hayatta işi ni? " demekten alamadım. Belki de bu hayattaki işimizin ne olduğunu bilmesek bile, kalp kalbi bulur umuduyla gerçek bir dostluğun, sanal alyemden hakikat alemine geçişini sağlayacak bir ironiyi yaşamakta olduğumuzdur.

    Dostluklar sanal alemde blog yazarlığıyla başlasa da, gerçek yaşamda da yansımasını bulabileceğilmiz bir disiplini de getireceğinin inancını hep taşımışımdır.



    Blog dostluğu;

    İnsan kendi itibarını düşünüyorsa ağzından çıkan cümlelere dikkat etmek zorundadır. Günlük yazmak gibi blogda da özel sayılabilecek duygu ve düşüncelerinizi yazmak konumunda kalabiliyoruz. Günlük yazmak daha somut oluyor. İsmin cismin ortaya dökülebiliyor. Fakat blog yazmak sanal bir eylemdir. Çünkü rumuzlarla kimlik kullanabiliyoruz. Belki de özel durumların irdelenmesi, farklı kimlik ve kişiliklerden yorum alınmsı, özgürce değerlerin tartışılması ve tartılmsına şahit olabiliyoruz. Adını ve sadını bilmediğimiz, ama yazılarından bir değer olduğu anlaşılan kimliklerin, kişilikleri de aynı zamanda ortaya dökülebiliyor. Bize düşen, iyiniyetli ve gerçekten kulağımıza altın bir küpe olarak takabileceğimiz öğütleri de alabilmiş olmamızdır.

    Profösör rumuzuyla burda yazan blogdaş da bir nevi sanal dosttur. Fakat sanal da iyi bir dost olması, reelde kötü bir insan olduğu anlamına gelemez. Zaten buraya yazan blogdaşlar kendinden önce karşısındakini düşünebiliyorsa, karşı taraf bu samimiyeti hissedecektir. Belki de reeldeki arkadaşlardan görmediği iyi niyeti, samimiyeti, yardımlaşmayı, dayanışmayı ve paylşmayı blogdaşlarından görebilecektir. Blog yazarlığı ve blog dostluğu çok önemlidir. Blog yazarlığı ve paylaşımı da önemlidir. Bu bir lütuftur aslında.

    Bazen kendini çıkmaz bir sokakta hissedebilirsin, bazen öyle sıkıntılar yaşarsın ki bütün duvarlar üzerine yıkılır. Blog dostluğu seviyeli olduğunda, kendine güven ve huzur gelir. Aşamayacağın ve çözemeyeceğin sorun yoktur aslında. Bütün tılsım buradadır.

    Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim bu yorumun ve güzel düşüncelerin için Profösör.

      Ben de burada yazdıkça ve okudukça iyi hissediyorum. Duvarların üzerime çullandığı bu günlerde sizin yazılarınızı okumak, belki de beraber düşmek ve yükselmek ve birilerinin seni anladığı bilinci biraz olsun kolaylaştırıyor her şeyi. Yeni şeyler öğrenmenin de katkısı çok. Yeniye muhtaç insanlar olarak hem de.

      Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim.

      Sil
  4. sevgili emi, ortak bir arkadaşımız sana bir şarkı armağan etti. ve dedi ki "geceler mavileşmezse çekilmez, bu şarkının son bir dakikasında mavi bir Uyar şiiri okusun"

    hamiş: bir de sınavının nasıl geçtiğini çok merak ediyormuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O arkadaşımız başucumda Göğe Bakma Durağı'nın olduğunu da iyi biliyor.
      Geyikli Gece'yi açtım okudum.

      Gecelerin maviliğine saydamlık oturuyor Adsız, geceye bitap düşen bir gece daha doğuruyor. Biliyorum, sen de aynı şeyleri yaşıyorsun..
      İyi ol. Çok iyi ol.

      Büdüt: Sınavım bok gibi geçti. Büte bırakacağımı söylemiştim, farkındalık güzel bir şey :)

      Sil
  5. o zaman önceeee kitap hırsızını alsana.
    2012'nin en iyi kitabı seçtim onu.
    bak blogda, geçen yıldan bıraktığım tek yazım.
    orda iyi filmler ve kitaplar var.

    kitap hırsızı, emin ol, tüm zamanların klasiklerinden olacak.
    küçük prens, martı gibi.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aldım ki ben "sevgi uğruna yaptıklarımız"ı.
      Birazdan yamacına gelip okuyacağım onları, elimde not defterim ile.
      Teşekkür ettim Deep.

      Sil
  6. Hayran kaldım... Son zamanlarda okuduklarım arasında en iyilerden. Hüzünlenmek istemiyorum da aslında ama böylesi hüzünlenmeye de hayran kaldım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diyemedim bir şey, ben de hüzünlendirmek istemiyorum aslında kimseyi..
      Teşekkür ederim Sarı Saçlı Kız.

      Sil
  7. yazmışsın yaaaa.
    :)
    sen ve senler iyi geçinin.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben ve benler, hep beraber çok teşekkür ediyoruz Deep :) geçinme konusunda öğrenme aşamasındayız henüz :)

      Sil
  8. Yazıların sana mı ait ? gerçekten çok etkilendim.
    Maviyi ve geceyi bende çok severim / kullanırım yazılarımda şiirlerimde.
    etkilendim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazılar bana ait evet. Fakat bazen altını çizdiğim kitap sayfalarından bir iki cümle alıyorum, onları da genelde tırnak işaretiyle ayırıyorum. :)

      Teşekkür ederim Safransarı. Gerçekliğim bu kadar..

      Sil
  9. seni sık sık görmek ne güzeeel.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep :)
      Bu ara blogtada hiç olmadığım kadar sosyalim. Son günlerde bana iyi gelen tek şey bu :)

      Sil