25 Ağustos 2012 Cumartesi

ölümü kutsamadım şimdiye kadar. ama yaşamanın da zahmetine değmediğinin farkındaydım. bu farkındalıktı belki de beni içten içe bitiren. kemiren.
şöyle essem çöllerden de daha sıcak denizlere doğru. kavrulsam biraz. kendi acımın yaktığı kadar acımaz canım.
keşke bir cennet hayal edebilseydim.
başlangıçsızlık nedir bilir misin?
en kötüsü. zamana sıkışıp kalmış düşünsel geçişler.
hayat öyle dönemeçli falan da değil. bunu yaratan kendi karışıklığımız. düz abi, dümdüz hayat dediğin. kafa karışıklıklarımızın neden olduğu inişli çıkışlı günler.
gün demişken. gece mi gündüz mü?
bilemiyorum.

daha 2 gün önce kafam iyi olana kadar içmiştim gökhanla. sabahında mide rahatsızlığım yüzünü göstermiş, akşama kadar kusmama neden olmuştu. o çok değer verdiğim adamın son gününü benimle uğraşarak geçirmesine neden olmuştum. bir daha içmeyecektim. fakat alkolün unutturduğu düşüncesi. daha doğrusu düşünmemek için yardım ettiği bilincinin çekiciliğine katlanmak çok zor. karşımda duran şişeye, yüzümü karıştırmamak için nasıl direndiğimi bilemezsin.

yazmasam çıldırırdım ya. kalemi yonttum. ah sait faik ah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder