12 Kasım 2014 Çarşamba

Janus yeşili

Çat!
Düştükten hemen sonra yüzünden çıkan sesti.
Çat!
Çantasının rengi de böyleydi. Düşüşünü gören kalabalık da. Ambulansın sesi bile böyleydi: Çat!
Otobüs geldi sonra; 554.
Vücudu titriyor. Muhtemelen sara. Kalp krizi de böyle mi olur?
Sırtüstü yatırmayın soluk borusu tıkanır diyorum.
Kaldırımda ters dönmüş ayakkabının diğer teki ayağında.
Kahverengi.
Otobüse bindim. 554. Otobüs de kalabalık. Kafamın içi kadar. Baygın adamı gören cama yapışmış. Herkes üzgün. Herkes kafamın içi kadar üzgün. Karışıklıktan utanarak zevk alıyorlar.
Uludağ. İneceğim birazdan.
Melih'in yanından ayrılır ayrılmaz okumaya başladığım hikaye bitmek üzere. "Umut var" yazmış son sayfaya: "Biliyor kadın. Kadınlar bilir. Egeli olanlar daha iyi bilir."

"Umudun adı Nautilus. Unutma, sen yaptın onu. Mavi bir hayattan."
Hafiflemedi.
Akıllı olmadıkları için gittiler dedim kendi kendime.
Akıllı olsa gider miydi?
Hem savaşlar da bu yüzden çıkmış, Sema hoca yanılacak değil ya.

Deniz kıyısında yürüyordum, kitabın adından mütevellit. Yokuş çıkan bir araba kadar hızlı. Central dogma. Saniyelik. Herhalde çok düşündüm. Nasıl ağlamaya başladığımı hatırlamıyorum.

Bu bankta biraz soluklanayım.
Olmaz. Fatih abi bakkalı henüz kapatmamış. Görmesin. Biraz daha yürüyeyim, apartmanın köşesine otururum. Hem karşıda çöp konteynerleri de var. Transcripsion.

Haydii. Matematik çalıştırdığım küçük kız birinci kat balkonunda.
Erteleyelim. Bunu da. Translation.

Nerede kaldın diye sordu babam.
"İlk beyaz yalanlarını mavi uğruna söyleyecek kız"
-Uzadı laboratuvar. Asistan bırakmadı. Sonra hoca ona kızıyormuş.
dedim. Yalanı dersime giren hocamın satır aralarından almıştım az evvel. İhmal edilmiş bir sorumlulukla. Sema hocanın öykülerinin sevdiğim bir yanı var, her karakter isimsiz. Böylelikle bana da ait olabiliyor kaçışları, üzüntüleri ve yalanları.
Nefes nefese verdiğim bu cevap odamın kapısına kadar idare etti.

"Sevda mavidir. Her tonu aşktır mavinin. Cam göbeği değil can göbeği olur sevda, canın tam merkezi, mavi. Sevda can verdiğiniz bir bebeğin adı olur, mavi bir rüzgâr adı."
Bir yudum su.
Bir çocuk mu doğurmalı?
Bir kurtuluş. Dağınık bir yatak odası. Sokağa atılmış siyah çöp poşetleri. Vizeler? Gelecek sancıları. Gidişler, yitmeler, yitirişler ve nicesi.
Yosun yeşili cehennemler. Hadi canım!
Umudun samimiyetsiz gülüşleri.
Bölünen uykular.
Sonradan bakıp içeriz diye henüz çekilmemiş fotoğraf kareleri. Sevginin kör noktaları ki yumruk gibi düşen gecelere.
Gidişler sonra.
Gitmeler.
Geçememeler.


Botları çıkarmalıydım gelirken. Çıplak ayak yürüsem yıllarca anlatabileceğim bir hikayem olurdu hem. Ayağımın çıplaklığı dışında hiçbir gerçekliği olmazdı.
Hiçbir güzelliği de olmazdı. Öznesini yitirmiş belki de bir daha hiç bulamayacak bir nesne olarak, bir düş ülkesine yürüyebilirdim.
Fatih abi bakkalı kapatmış olurdu yahut.
Bankta oturabilirdim.
Mavi bir kedinin başını okşayabilirdim.
Mavi bir çiçeği koklayabilirdim.
Mavi bir sigara içebilirdim.
Durup dururken mavi seven bir adama onu ne kadar çok sevdiğimi söyleyebilirdim.
..
Asıl çıplak olan düşünceleri. Laboratuvar masası ikisinin sarıldığı. Sema hocanın kapı kilidi. Filiform papillalar. Malaşit yeşiliyle boyanamayan Pseudumonas.
MLST hatta.


Ne demişti Sema kadın:
"Onlar genç, âşık ve mavi."


Severler belki.
Ama gidecekler.
Savaşları da kendilerine kalacak. Yine.

23 yorum:

  1. Yazıların öyle güzel ki..
    Kelimelerle dans ediyorsun adeta. Harikasın!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne haddime. Sadece deniyorum.
      Çok teşekkür ederim Sevgili Zeugma, uzun yazıları dahi okuduğun için.

      Sil
  2. Sanki yeni keşfetmiş gibiyim böyle bir yazı yazanı. daah önce de sanırım bu disiplinde yazan bir Emilia vardı.

    YanıtlaSil
  3. ne söylesem eksik kalabilecek yazılarından..

    mavi coşkusal bir yaradır belki ruhun fanusunda,
    belki de yeni bir sonsuzluktur..

    geceydi ve ben yazdıklarında kaybolurken dudaklarımda belirdi Ece ayhan ın dizeleri yazmak istedim.. öylesine.. duruydu gökyüzüydü ay küsmüştü ve yalnızdım.

    “Sonra korkunç gülümsemelerde bitti
    sonra hiç kimseyi göremedim
    herkes beni arıyordu
    bir ölü macar cambaz buldu beni buldu beni
    sam yeli esiyordu denizden.”

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Bahar, sendeki Mavi'yi de biliyorum.. Hüznüyle beraber umudu da taşımıştı bir sürü yazında.
      İkinci Yeni treni, durmuyor bazen..

      Sil
  4. Akşam 20:52 L koltuğumun L olmayan yerine gömüldüm. Bi karanlığa baktım penceremden...bir de soluma. Hergün aralıksız boş gözlerle scrolladığım, sosyal olduklarını söylenen sitelerde gezindim. Biraz mavi arıyordum ama farkında değildim. Sonra bu yazıya düştüm. Aradığım maviyi buldum. O da beni arıyormuş..kavuştuk
    Yüreğine sağlık ve teşekkür..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karanlıktan sonra gelsin hep Mavi'ler ki daha güzel kavuşalım.
      Ben teşekkür ederim Lethe.

      Sil
  5. Hep yaz sen Emilia . Çok severim http://youtu.be/GoEVIoeUV3A dinlemen dileğiyle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok severim bu şarkıyı, özellikle bu saatlerde.
      Çok çok teşekkür ediyorum, ne güzel oldu dinlemek yeniden.

      Sil
  6. "Çıplak ayak yürüsem yıllarca anlatabileceğim bir hikayem olurdu hem" ...
    Zaten sevmem ben maviyi de belki de hüznünden...( çok güzel, çok yitik , çok hisli yazıyorsun , ağlama isteği yaratıyorsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mavi sevilmez mi!
      Keşke gülümsetebilseydim.

      Sil
    2. yok gülmek istemiyorum ben , melankolik bir balık olduğumdan herhalde severim böyle hüzünleri....

      Sil
    3. Melankolik balıklara büsbüyük okyanuslar verilsin öyleyse.
      Hüzünlerin anlamlandıramadığım bir zerafeti var. Her duygudan daha samimi, ondan sanırım.

      Sil
  7. ''Kalabalık.Kafamın içi kadar.''
    Müthiş ! Nerden buluyorsun içi bu kadar dolu sözleri
    Normal zeka ürünü değil bu sözler :)

    YanıtlaSil
  8. Sen ne güzel şeysin öyle..

    YanıtlaSil
  9. ay eveet aşk mavisi. can göbeği ha :) 554 biliyom yaaa. narlıdereden mi ne geliyo di miiiiikonağa galbaağ :)

    YanıtlaSil
  10. uzunca bir yorum yapmıştım, yanlışlıkla silindi :( sonra alttaki resmi gördüm, patti ve çılgın fotoğrafçı sevgilisi...mavi ve can...çok ortak noktamız varmış, bakalım başka keşfedilmeye değer neler yazmışsın ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tee eski zamanlara götürdün beni resmen seçip de yorum yapmışsın hehe. Patti ve Robert hep başka kalanlardan; bizim gibiler için.
      Neyse, ne iyi oldu da geldin. Hoş geldin.

      Sil
    2. farketmedin değil mi o "sapık!" ın sen olduğunu :p sen de olduğun gibi geldin ;)

      Sil