29 Aralık 2011 Perşembe

Ağrım olmadığı zamanlar hastaneler çekilir oluyor. İnsanları izlemekten zevk alan biri olarak söylüyorum bunu. İnsanların bedenlerinin verdiği yorgunluğu yüzlerine yansıtışını inceliyorum doktor beni çağırana kadar.

Fakat bugün farklı bir şey oldu. Beni derinden etkileyen bir şey.
Van'da depremi yaşamış buradaki tanıdıklarına gelen bir aile vardı hemen yanımda. 3-4 yaşlarındaki torunlarını cildiyeciye getirmişler. Olağandır; sıra gelene kadar diğer bekleyenlerle sohbet etmek. Onu yapıyorlardı onlar da. Hastalardan biri o küçük çocuğa "deprem nasıldı" diye sordu. O an o küçük çocuğun gözlerindeki şaşkınlığı, ne olduğunu henüz bilmediği o korkuyu gördüm. Ellerini birbirine çarpıştırarak anlattığı "deprem" sırasını bekleyen diğer hastaların gözlerini ondan ayıramamasına neden oldu.

-Peki ya evinize ne oldu?

Yine ellerini vurarak tarif etti yaşadıklarını. Sonra "evimize gidelim" dedi dedesine. Mızmızlanacağını anlayan, soruyu soran o kadın, "biz de gideceğiz ama önce muayene olman gerek biraz daha beklemelisin" dedi.
1-2 dk bekleyen çocuk kadına "Sizde oyuncak var mı? Benim oyuncaklarım evimizde kaldı" dedi.
Kadın evlerinde oyuncak olduğunu onlara gidebileceğini, kendi çocuğunu göstererek beraber oynayabileceklerini söyledi.

Ah ya. Bir çocuğun yaşadıklarını anlatan en iyi cümlelerdendi. Gözlerim doldu, oradan ayrıldım.

Bir kaç tane çikolata ile döndüm. Sıralarının benden sonra olduğunu biliyordum. Çocuğa verdim birazını, yanaklarından öptüm ve ona daha güzel oyuncaklar alınacağını ama biraz zaman geçmesi gerektiğini söyledim. O an daha başka onun anlayabileceği şekilde nasıl konuşabilirdim bilmiyorum. Elimde kalan diğer çikolataları da soru soran kadının çocuğuna verdim. Adım okundu, sıram gelmişti, başını okşayıp doktorun odasına girdim.

Dilerim hayat o küçücük duygularını bir daha yerinden sallamaz çocuk..

4 yorum:

  1. gecmis olsun emi..
    boyle dokunaklı seyler icinde bulundugun acının hafiflemesini saglayıp merhem oluyor..
    cok iyi etmissin basını oksamakla
    dilerim hayatta sana aynı sıcaklıgı gosterir..

    YanıtlaSil
  2. Hayattan bir beklentim yok bu yönde, ısıtmasını istemiyorum, böyle titrerken hem de. Belki de şu an ki ruh halimin esiri olduğumdan.

    Teşekkürler Mati. Sana not bırakmıştım, okuduğuna sevindim.

    YanıtlaSil
  3. öncelikle hastaneye gittiğin için geçmiş olsun diyorum...

    sonra, ben de insanları gözlemlemeyi severim ama hastanede asla yapamam. çok etkileniyorum!

    o tatlı çocuğa çikolata alman çok güzel, benim için de öpseydin keşke. huysuz huysuz yorum yapıyorum farkındayım ama çocuğa depremi soran kadına da sinir oldum. yanlış bir tutum bu. küçük bir çocukla düşünmeden konuşulabilir bir şey değil mi. oynasaydı, ilgilenseydi, sevdiği rengi vs sorsaydı. kendisi isterse açardı konuyu. ya da ne bileyim öyle bir şey işte. ya da ben fazla hassasım biraz bu konularda, bilemedim...

    YanıtlaSil
  4. Nini, çok teşekkürler geçecek umarım :) Aslında benim de insanları izlemeyi sevdiğim yer orası değil, ama "acı"yı yaşama şekilleri ilgimi çekiyor galiba.

    Kadının tutumu konusunda kesinlikle hemfikiriz. Ben de babama dönüp rahatsız olduğumu belli etmiştim. Ama o an kitlendim, ona ilgi göstererek konuyu değiştirebilirdim. Oldukça ince düşünmüşsün. Kesinlikle yapılması gereken tam da dediğin olmalıydı.

    İnsanlar işte Nini, insanlar..

    YanıtlaSil