4 Nisan 2011 Pazartesi

Marx'ın anısına

Karl Marx...
friedrich engels ile birlikte en ünlü eseri komünist manifesto'nun yazarı olan bu adam;
güzel insan, baba, lider, eş, dost, kalem... felsefe siteminin çimentosunu atmış adam.

karısına yazdıüı bir mektubu aktarmak istiyorum bugün.
buyrun
yaşayalım.

yürekten sevdiğim,
sana gene yazıyorum çünkü yalnızım ve çünkü kafamın içinde seninle konuşurken senin bunu bilmiyor, ya da bana karşılık veremiyor olmana katlanamıyorum.
kısa süreli ayrılıklar iyi oluyor, çünkü hep bir arada olununca her şey hiç ayırt edilemeyecek kadar birbirine benzemeye başlıyor. yan yana durduklarında kuleler bile cüceleşirken, alelade ve ufak tefek şeyler yakından bakınca kocamanlaşır. küçük tedirginlikler onlara yol açan nesneler göz önünden kaldırıldığında yok olabilir. yan yanalık dolayısıyla sıradanlaşan tutkularsa mesafenin büyüsüyle yeniden büyüyüp doğal boyutlarına dönerler. aşkım da öyle...

zamanın aşkımı tıpkı güneş ve yağmurun bitkileri büyüttüğü gibi büyütmüş olduğunu anlamam için senin bir an, sırf rüyada bile olsa, benden koparılman yetiyor. senden ayrılır ayrılmaz sana olan aşkım bütün gerçekliğiyle kendini gösteriyor: o, ruhumun bütün enerjisiyle yüreğimin bütün kişiliğini bir araya getiren bir dev. böylece yeniden insan olduğumu hissediyorum çünkü içim tutkuyla doluyor. araştırma ve çağdaş eğitimin bizi kucağına attığı belirsizlikler ve bütün nesnel ve öznel izlenimlerimizde kusur bulmaya iten kuşkuculuk bizi küçük, zayıf ve mızmız kılıyor. ama aşk -feurbachvari insana aşk değil, metabolizmaya aşk değil, proletaryaya aşk değil- sevdiğine aşk, yani sana aşk, insanı yeniden insanlaştırıyor...
dünyada çok dişi var, kimileri de çok güzel ama ben, her bir hattı, hatta her bir kırışığı bana hayatımın en büyük ve en tatlı anılarını hatırlatan bir yüzü bir daha nerede bulabilirim? senin tatlı çehrende sonu gelmez acılarımı, yeri doldurulmaz kayıplarımı bile okuyabilir ve senin tatlı yüzünü öptüğümde acıyı öperim.
hoşçakal canım. seni ve çocukları binlerce kere öperim.
senin, karl


senin karl!
senin franz!
bizler sevmeyi bildiğimizi söylüyoruz bir de.. 2 kelime bile yetiyor bazen anlatmaya, anlamlandırmaya. 

4 yorum:

  1. mektubun yerini mailler aldı malesef
    sanallastı hersey..

    nerde o eski gunler ahh ahh:)
    cok mektup yazmıslıgım varmıs gibi icerledim birden:)

    YanıtlaSil
  2. Sen durup dururken mektup niyetine mail aldın mı Matias? Sanallaşsa her şey yine iyi. İnsanlar artık facebook gibi yerlerde günübirlik sevgi gösterişi yapıyor. Çok yazık.

    Yazmaya gelince, biz hala birbirine mektup yazabilen insanlarız. Eskisi gibi sık olmasa da posta kutumu mutlaka kontrol ederim. Yani, sanırım ben gerçekten içerledim. :)

    YanıtlaSil
  3. eskiden msn falan sorulurdu ya da alınırdı
    simdi feys var mı soruyolar..
    hic haz almıyorum o lanet seyden..
    kisiye ozel ne varsa acıga vuruyor
    desifre edio..
    cok sacma cok..

    bugun de bos muydu? .)

    YanıtlaSil
  4. Hadi ama bu postun ezberlendi neredesinnnnnnnn.!

    YanıtlaSil