29 Kasım 2011 Salı

Dinlenme yeri

Dünya denen uçurumun eteğinde olmak gibiydi bir insana güvenmek; Son düşüşten önce bir dinlenme yeri.

Hepinizden vazgeçiyorum yeniden.
Ve biliyorum yine 'yeniden' bir umut, bir güven bir sevgi buldurmaya, oldurmaya çalışacağım boktan dünyama. Bir yerinden tutsun işte diyeceğim.

Karanlık bir zindan burası, mahkumluğunda ellerimi titreten.

-Renkler yok, şarkılar da.

Umarsızca kaçtığım insanlıktan nasibini almış bir hayal ile, tam da orada oturmuş kalemimin mürekkebi yalamasını izliyorum.
Vazgeçiyorum.

-Sesler de.


Karanlık bir orman burası.,En kuytu yalnızlığın köşesinde, büyütmeye çalıştığım onca şey'lerden vazgeçiyorum. Ağaçların canavarlara döndüğü bir ormanda, papatyaların sevmiyorlu kehanetlerde bulunduğu, kırmızı yalanı ısır diye ortalarda dolanan cadıların olduğu bir ormanda geleceksizlikten öte, yaşanmışlığa nankör, saçları inadına kızıl inadına kısa prensesler ile, sıska prenslerin bulunduğu, o mutlu masallarla alakası olmayan bir orman.
İnsanlık namına yaprak kalmayan bir orman.

Dayanabilirim, biliyorum.

Çünkü karanlıkta olsa, bir dinlenme yeri burası.

7 yorum:

  1. en cok guvendiklerimiz olsa da bizi bu hale sokan
    yine de guvenmek lazım; ama ona ama bir baskasına..
    guvensiz yasıyacagın hersey zaman kaybıdır emi..
    sahte bir alıs veristir..
    butun dususlere inat guvenmek yeniden
    tutunak hayata
    askla..

    dip; prenses dedigin uzun saclı olacak
    savurdumu saclarını ruhun ruzgarına kayacak:))

    YanıtlaSil
  2. Ne aşka ne de hayata. Her düşüşte yeniden toparlanmaktan bıktım.
    En iyisi, ne güvenecek kadar yakınlaştıracaksın insanları ne de güvenmeye gerek kalmayacak kadar uzaklaştıracaksın.
    Ortada bir yerde, olası bir hayat. Çıkış yok düşüş yok.
    Tek dileğim bu.
    Yapamayacağımı bile bile..

    Dipe cevap: Zaten prenses olmak hiç istememiştim.

    YanıtlaSil
  3. kendini ne kadar ortada tutarsan tut illa bir yere bi inis cıkısın olacak
    ve eninde sonunda yine guveneceksin..
    en azından bunu secme sansın var..

    ruhunu dinlendir emi
    yorma daha fazla
    kusturme hayata..

    istememen senin birinin prensesisi oldugun gercegini degistirmez..

    YanıtlaSil
  4. Burada olduğun için teşekkürler Matias.

    YanıtlaSil
  5. diplere katılım: bu denli ifadeli ve ruhu derin bir prenses olabilmek en güzeli!

    çok beğendim, biraz ışık gerekiyor ruh haline ama karanlık ormanındaki farkındalığını da beğendim

    YanıtlaSil
  6. Öncelikle Riverside tınılarıyla girmek işi biraz zorlaştırırken, neden bilmem bu türden hisler Riverside tınıları konusunda oldukça davetkar.Yangından kaçacakken alevlere teslim etmek gibi.Çelişki mi evet,sanki insana özgü.Varoluşa özgü.Bunu iliklerine kadar duyumsayan azınlığa.Eminim.Kendinin tersini yüzüne çeviren bilecek bunları.Korkma.Düşerken ağırlıkları atmak ne kadar yararlı.Yine de durmamalı.Ancak bundan korkmayan hayatın özünün tadına varacak ya..
    Farklı mıyım bu durumdan, hayır.Zihin geçici felce uğrar sanki.Bir iğne lazım,en hazır noktadan batırmaya.Belki o zaman daha da güçlenmiş ve mağrur çıkılır bu yangın ve düşüşlerden ferahlıklara.

    YanıtlaSil
  7. nini; hep demişimdir, farkındalık iyidir, götürdüğünden çoğunu getirir.
    Dipe gelince :) Teşekkürler düşüncelerin için :) ama her zamanki köşemde durup her yalanda burnunu yoklayan prensleri ve prensesleri izlemeyi tercih edeceğim..
    Sahi ormanda salınsam iyi prenses olabilirmişim aslında. Ama ne gerek var şimdi yakışıklı bir prense, o prens beni öpmeyecek de öleceğim diye üzülen 7 tane dosta.


    Rodolfo; Yazıyı after şarkısı eşliğinde yazmıştım. Bi' an duraksadım.
    Her şey bir öz bulma umudu için mi?
    Pessoa der ki: iğne batsa.. Tırnaklarımın arasından iğne geçirsem, acıtmayacak kadar yalnızım.
    Ne çok isterdim "farklı mıyım bu durumdan? -hayır" cümlene bir çıkış yolu göstermeyi, hissettirmeyi.

    Sadece teşekkür ederim; paylaştıklarınız için 3ünüze de.
    "Kehribar kırlarda kan kırmızı geceler işte.."

    YanıtlaSil