9 Ekim 2011 Pazar

Oldurduk

Geçenler, geçemeyenler, geçilmeyenler yakanı bırakmıyor oldurduğun zamanda. Hayat, aslında biraz da ilişkilendirmekle ilgili kendinle olanları, kendine olanları. Tutkularımız biçemi bozuyor biz de izin veriyoruz.

Bazen dramı çokken direkteki karganın sesleriyle, tanıdık bir senfoni tutturmuş gidiyorken sonraki ışık direğine doğru; yabancılaşıyor bilindik hikayeler.

Bazense nedensiz.

Güzelyalı'da şeridin ortasında bulunan ağacın devrilmesinin rüzgarla ilişkili olmadığı gibi

Bazen nedensiz oluyor devrilmeler.

Sonuç olarak; hayat yapılandırmaya elverişli değil. Çoğu topraklarda verim yok. Yer yer bir kuyu bulma umuduyla kazıyoruz, bir damla su için tırnaklarımızın arası pislik doluyor, düzeysizliğe yol alıyoruz. Sonra bir solucan çıkıyor yaş topraktan, tiksiniyoruz. En az kendimizden tiksindiğimiz kadar tiksiniyoruz.
Nasılsa diğerlerinden daha fazla bir parçası değil hayatın pisliğimiz.

Ben kabullendim, sen de et.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder